Tıpkı Basım TYT Ne Demek? Eğitimde Tekrarın Çıkmazı ve Sorunları
Bugün eğitim sistemimizde sıkça karşılaştığımız bir terimi masaya yatırmak istiyorum: “Tıpkı Basım TYT.” Bu terim, son yıllarda eğitimle ilgilenen herkesin dilinde. Ancak bu kavramın gerçekten ne anlama geldiği, ne kadar faydalı olduğu ve öğrenciler üzerindeki etkisi hakkında ciddi sorularım var. Gelin, tıpkı basım TYT’yi eleştirel bir gözle inceleyelim ve ne kadar geçerli ve sağlıklı bir uygulama olduğuna dair bir tartışma başlatalım.
Tıpkı Basım TYT: Sadece Bir Kolaylık Mı, Yoksa Eğitimde Derin Bir Sorun Mu?
Tıpkı basım TYT, kısacası, önceki yıllarda çıkmış olan TYT (Temel Yeterlilik Testi) sorularının bir kopyasıdır. Yani, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yıllarında çıkan soruların aynen, neredeyse aynı şekilde bir kez daha öğrencilerin karşısına çıkması anlamına gelir. Her yıl aynı soruların tekrar edilmesi, hem öğrenciler hem de eğitim sistemi açısından ciddi bir sorun yaratıyor. Peki, bu gerçekten öğrenciler için faydalı bir uygulama mı? Yoksa eğitim sisteminin, “kolaya kaçma” yolunda yaptığı bir hamle mi? İşte bu sorular üzerinde düşünmemiz gerekiyor.
Birçok öğrenci, “Tıpkı basım TYT” sorularının, onların sınavı daha kolay hale getirdiğini düşünüyor. Ancak burada esas sorun, “Kolaylaşan bir sınav, gerçekten neyi ölçer?” sorusunun cevapsız kalmasıdır. Eğer bir sınav, sadece geçmişte çıkmış soruları tekrar ediyorsa, öğrenciler yalnızca o sınavın formatına göre hazırlanmak durumunda kalıyorlar. Bu, aslında gerçek anlamda bir bilgi ölçümü değil, ezbere dayalı bir öğrenme süreci yaratır. Sınavda başarılı olmak için öğrencilerin, hangi sorunun hangi yılda çıkacağına dair “tahminler” yapmaları, onların gerçek anlamda bilgi edinmelerini engeller. O zaman bu sınavlar, eğitimdeki asıl amacı; yani öğrencilerin derinlemesine öğrenmesini, sorgulama becerisini ve eleştirel düşünmeyi ne kadar destekliyor?
Eğitimde Ezbercilik: Tıpkı Basım’ın Zayıf Yönleri
Tıpkı basım TYT uygulamasının belki de en büyük sorunu, eğitimde “ezbercilik” anlayışını pekiştirmesidir. Her yıl aynı soruların çıkması, öğrencilerin kendilerini bu soruları çözmeye yönelik çalışmaya itiyor. Bu durum, öğrenmeyi “geçici bir süreç” olarak görmelerine yol açar. Öğrenciler, “Bu yıl hangi sorular çıkacak?” sorusunun peşine düşerken, aslında konuları derinlemesine öğrenmektense, yalnızca soruları çözmeye yönelik bir strateji geliştirirler. Bu, öğrencilerin sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesini engeller. Gerçekten öğrenmek ve anlama değil, sadece sınavı geçmek ön plana çıkar. Peki, bu öğrencileri gelecekte ne bekliyor? Hayatta karşılarına çıkacak zorluklarla nasıl başa çıkacaklar? Eğitim sadece bir sınav geçme aracı mıdır, yoksa bu sınavların öğrencileri hayata nasıl hazırlayacağı daha önemli bir konu mudur?
Sistemin Kendisini Sorgulamak: Neden “Tıpkı Basım” Uygulaması?
Bu noktada, “Tıpkı basım TYT” uygulamasının eğitim sistemini nasıl etkilediğini sorgulamak gerekiyor. Türkiye’nin eğitim sistemi yıllardır bu tür uygulamalarla karşı karşıya kalıyor. Peki, bu kadar çok benzer soruyla sınav yapmanın amacı nedir? Eğitimdeki amacımız gerçekten daha fazla öğrenme mi, yoksa sadece sınavı geçmek için yeterli bilgiyi ezberlemek mi? Bu tür uygulamalarla sınavlar, öğrencilerin öğrenme süreçlerini sınırlayan birer engel haline geliyor. Sınavlar, öğrencilerin sadece bilgiye dayalı becerilerini değil, aynı zamanda derinlemesine düşünme, yaratıcı çözüm önerileri geliştirme ve eleştirel bakış açıları oluşturma yetilerini de test etmelidir. Ancak “tıpkı basım” sorular, bu becerileri ölçmekten çok, öğrencilere sadece hangi bilgiyle sınavı geçebileceklerini öğretmektedir.
Bir diğer önemli nokta ise, bu tür uygulamaların öğrenciler üzerindeki psikolojik etkisidir. Yıllardır aynı soruları görmek, öğrencilerde kaygı yaratabilir. “Bu yıl da aynı sorular çıkacak” düşüncesi, onlara ne kadar güvende olduklarını hissettirebilir, ancak bu güvensizlik aynı zamanda öğrencilerin sınavlar ve eğitimle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Çünkü eğitimdeki en önemli şey, sürekli gelişim ve değişimdir. Her yıl aynı sınav formatıyla sınav olmanın, öğrencilere yeni şeyler öğrenme isteği vermediği gibi, onları sadece “sınav dönemi”ne hazırlayan bir düzene sokar. Bu, eğitim sisteminin dar bir perspektifte değerlendirilmesine yol açar.
Sonuç: Eğitimde Kolaya Kaçmak, Gerçekten Çözüm mü?
Tıpkı basım TYT uygulamasının, öğrencilere kısa vadeli bir kolaylık sağladığı kesin olabilir. Ancak uzun vadede, öğrencilerin gerçek öğrenme süreçlerine olan katkısının oldukça sınırlı olduğu söylenebilir. Eğitim, sadece sınavlara yönelik bir süreç olamaz. Gerçek öğrenme, sorgulama, eleştirel düşünme ve sürekli gelişimle gerçekleşir. O zaman soralım: Bu tür kolaylıklar, gerçekten eğitimdeki amacımıza hizmet ediyor mu? Kolaya kaçmak, eğitimdeki kalıcı değişiklikleri ve gelişimi engelliyor olabilir mi? Öğrencilerin sadece sınavları geçmek için değil, gerçekten öğrenmek için eğitim alması gerektiğini unutmamalıyız.
Peki, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? “Tıpkı basım” sınavlar gerçekten faydalı mı, yoksa öğrencileri daha da dar bir kalıba mı sokuyor? Yorumlarınızı paylaşarak tartışmaya katılın!